Siyaset Biliminde Yöntem ve Teknikler

0
105

Siyaset bilimi, siyasal otorite ile ilgili kurumların ve bu kurumların oluşmasında ve işlemesinde rol oynayan bilim olarak tanımlanabilir. Siyaset bilimi de diğer sosyal bilimler arasında yer alan bir sosyal bilim dalı olduğuna göre, onun da bir metodu olaylara, yaklaşım biçimi olmalıdır. İşte tam bu noktada siyaset bilimi, biraz önceki tanımda ifade edilen kavramları açıklarken ve incelerken kendine has bir takım metotlara başvurmak durumundadır. Ancak toplum bilimlerinin en genç dallarından biri olması nedeniyle siyaset bilimi, diğer toplum bilimlerinde dahi yeni yeni kullanılmaya başlanmış bir takım teknikleri, kendine has yeni teknikler haline getirememiştir.

XX. yüzyılda siyaset bilimi, olması gerekenle uğraşmayı bırakıp, gerçekte olanı kendine konu almıştır. Ancak değer yargılarını tamamıyla kapsam dışı bırakmayıp, bir olguymuş gibi değer yargılarını incelemekte fakat bu yargıların değerlendirmesine girmemektedir.

Siyasal bilim araştırmacısı en genel ifade ile gözlediği gerçekleri toplar, sınıflandırır ve bir analize sokar. Kütüphane çalışmaları ve istatistik verilerin incelenmesi yoluyla çalışmalarına yön verir. Çalışmalarında saha çalışmalarına da yer vererek, bu bağlamda genel olarak gözlem yöntemini kullanır. (Siyaset Bilimi, Çam, 1975, 21)

Sosyal bilimcinin, buna koşut olarak siyaset bilimcinin, karşısına bir takım metodolojik engeller çıkmaktadır. Bunlardan biri deney güçlüğüdür. Bilindiği üzere, sosyal bilimlerde sosyal olayları deneye tabi tutmak oldukça güçtür. Ancak bazı sosyal bilimlerde ve bu arada siyaset biliminde belli ölçüde bazı deneylere girişilebilir. Ancak burada bahsi geçen deney, laboratuardaki deneylerden çok farklıdır. Çünkü burada sosyal içerikli olgu ve olaylar gündemdedir. Örneğin Kabine Sistemi ile Başkanlık Sistemi karşılaştırılabilir; yahut aynı memlekette zaman içinde tek meclis sistemi ile çift meclis sistemi, bunların fayda ve sakıncaları incelenebilir. (Siyaset Bilimi, Daver, 1968, 47)

Siyaset bilimi, hemen hemen tüm bilimlerde kullanılan tümdengelim ve tümevarım metotlarını da kullanmaktadır. Tümevarımda gerçekler toplanarak bir takım genellemelere gidilir. Tümdengelimde ise, önce genelleme yapılıp, sonra olaylara inilir. Tümdengelime siyaset biliminde özellikle teorik konularda rastlanır.

Yapılan bu açıklamalardan sonra şimdi de bu konuda kendine has bir takım özellikleri olan birkaç yöntemden bahsedelim.

Bunlardan ilki, Makro ve Mikro analizdir. Bilindiği gibi siyasal sistemle birey arasında devamlı ve karşılıklı bir ilişkiler örgüsü vardır. Siyasal sistemi birey davranışlarıyla etkilediği gibi bireyler de,tutum ve davranışlarıyla, siyasal sistemi etkiler. Bu karşılıklı etki iki analiz metoduyla ortaya çıkarılabilir: Makro ve Mikro Analiz. Sosyal bilimlerde makro, millet, devlet gibi büyük birimleri; mikro da ufak birimleri – özellikle bireyleri – gösteren terimdir. Bu bağlamda, bir siyasal parti sisteminin ya da seçim sisteminin siyasal rejim istikrarına ne yönde etkide bulunduğunu araştırmak bir makro analiz konusudur. Buna karşılık bireylerin politika ile niçin uğraştıkları ve ne şekilde ilgilendikleri sorusuna cevap aramak, bir mikro analiz çalışması yapmak demektir.

İkinci yöntem Ampirik çalışmalardır. Bir kısım siyaset bilimciler çalışmalarında ampirik araçlarla hareket etmekte ve daha çok tümevarım yolundan giderek, topladıkları bilgiyi ve yaptıkları gözlemleri sistemleştirmekte, bir takım sonuçlara varmaktadır. Özellikle seçmen davranışı, oy verme gibi siyasal davranış konularındaki çalışmalar böyledir.

Diğer bir yöntem, problem çözmedir. Siyasal bilimdeki araştırmaların çoğu bugün problem çözmeye yönelmiştir. Problem çözmeye bir takım önermelerle başlanabilir; fakat burada önemli olan, bir takım genel prensiplere, kanunlara ulaşmaktan çok, belli somut problemleri çözmektir. Örneğin az gelişmiş ülkelerde demokrasinin işlememesi problemini ele alan siyasal bilimci bu olayın nedenlerini araştırır ve böyle ülkelere uyabilecek bir siyasal rejimin şemasını çizmeye çalışır.

Son olarak ifade edilmesi gereken bir yöntem de, Kurumsal Tasvir, Tanımlama ve Analiz-Teori kuramıdır. Siyasal bilimcilerin çoğu bugün kurumsal tasvir, tanımlama ve çözümleme metodunu kullanmaktadır. Örneğin” bir yasama organının, bir mahkemenin yapısı, kuruluşu nedir? Bunlar nasıl çalışır?” tarzındaki sorulara cevap ararlar. Daha çok bir takım bilgiler toplanılarak, genel prensipler halinde ifadeye çalışmadan, yahut sebep-sonuç ilişkisini aramadan çalışmak kurumsal tanımlama ve analiz metodudur. (Siyaset Bilimi, Daver, 1968,49-50) Tam bu noktada siyasal alanda sebep-sonuç ilişkisine dair bir şeyler söylenebilir. Şöyle ki, siyasal olayların çok ve karmaşık nedenlere sahip oluşu, neden-sonuç ilişkisinin açıkça ortaya konmasını engellemekte, en azından çok zorlaştırmaktadır. Bununla beraber, siyasal bilimci, gözlemlediği olaylardan bir neden-sonuç ilişkisi sezmeye çalışır. Bir varsayım geliştirir. Çoğunlukla tarihe başvurarak, varsayımını doğrulayacak örnekler göstermeye çalışır. (Siyaset Bilimi, Kışlalı, 1999, 20-21)

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki; siyaset bilimi diğer toplum bilimlerinden yöntem ve teknik açısından pek farklı değildir. Siyaset bilimde kullanılan araçların çoğu diğer bilimlerce bulunmuş, siyaset bilimci de bunların kullanımını geliştirmiştir. (Siyaset Bilimi, Çam, 1975, 22)