İmmünoloji ile ilgili ilk bilgilerimiz çok eskilere dayanmaktadır. Eski çağlardan beri kişilerin farklı dirençte oldukları, salgınlarda bazı kişilerin ölmesine karşın, bazılarının hiç hastalanmadığı veya hastalığı çok hafif geçirdiği, kızamık, çiçek gibi hastalıkların ikinci kez geçirilmediği (ömür boyu korunma) bu konudaki ilk gözlemler olmuştur. İmmünoloji tarihi ile ilgili olayların başında Türk’lerin de yer aldığını görüyoruz.
1721 yılında İstanbul’da İngiliz Büyükelçisi’nin eşi Leydi Montagu, İngiltere’ye yazdığı mektuplarda, Türkiye’de hafif çiçekli insandan sağlıklı insana aktarılarak uygulanan çiçek aşısından söz etmiştir. Ayrıca İstanbul’da çalışan İtalyan hekim E.Timoni de 1713’te bir toplantıda Türkiye’de 40 yıldan beri bu aşının uygulandığını belirtmiştir. Bundan sonraki olay yine çiçek aşısı ile ilgilidir. İnek sağan kadınların ellerinde çıkan inek çiçeği yaraları sayesinde asıl çiçek hastalığından korunduklarını farkeden İngiliz hekim Edward Jenner, 1798’de bu olaydan yararlanarak çiçek aşısı uygulamasını başlatmıştır.
İlk kez Vaccination = aşılama terimini kullanmıştır. Daha sonra yüzyıllık bir sessiz dönem geçmiş ve 1880’li yıllarda Fransız hekim Louis Pasteur hayvanlar için şarbon ve kolera, insan ve hayvanlar için ise kuduz aşısını geliştirerek bu konuda önemli hizmetler vermiştir. Bunu izleyen yıllarda da pekçok infeksiyon hastalığı için başarılı aşı çalışmaları yapılmıştır.
1900’lü yıllardan sonra ise aşı çalışmaları dışında önemli immünolojik olaylar ortaya çıkarılmaya başlamıştır. Birkaç örnek verecek olursak;
– Pfeiffer; kompleman varlığını gösterdi.
– Metchnikoff; fagositoz olayını inceledi.
– Ricket ve Portier; allerji olayını ortaya çıkardılar ve immün cevabın her zaman koruma sağlamadığını, bazen canlıya zarar veren allerjik reaksiyonların meydana gelebileceğini gösterdiler.
– Tisellius; antikor yapısını inceledi.
– 1950’li yıllardan sonra ise RES ortaya çıkarıldı, kan grupları, doku grupları, immü-nite bozuklukları, tümör ve transplantasyon immünolojisi, immünogenetik konularında büyük adımlar atıldı ve immünoloji biliminde çok hızlı ve şaşırtıcı ilerlemeler kaydedildi.
İmmünolojideki bu ilerlemeler tıpta bilinmeyen pekçok şeyin anlaşılmasını sağlamış, pek- çok hasta için umut verici olmuştur. Tıp alanında dağıtılan ödüllerin çoğunluğunu da immü- nologlar haklı olarak kazanmışlardır. Örneğin, son yıllarda giderek artan ve pekçok hasta için hayat kurtarıcı olan organ nakillerinin başarılı olmasında, ayrıca pekçok hastalığa tanı koymada immünolojik buluşların rolü büyüktür.