Çin Uygarlığı

0
364

Sarı ve Gökırmak çevresinde kuruldu.

Çevredeki; Türk, Moğol, Tunguz, Tibet kavimlerinin etkisinde kaldılar.

Çou hanedanı tarafından kuzey Cin’deki şehir devletleri merkez haline geldi.

Lao Tse (Lav Dzi) bu dönemde yetişti.

Konfiçyus ahlak ve siyasetle ilgili felsefe sistemini geliştirdi. Çin birliğini savunduğundan zamanla Çin’in milli dini haline geldi.

Lao Tse taoculuk felsefesini kurdu.

Buda dinin etkisiyle zamanla büyücülük ve sihirbazlığa dönüştü.

Porselen yapımı, ipekli dokumacılıkta ileri gittiler.

Çin uygarlığı teknik buluşlarıyla tanınan bir uygarlıktır. Kağıdı bularak dünya kültür tarihine önemli bir hizmet gerçekleştirdiler.

Barut ve pusulayı buldular, küçük heykeller yaptılar.

Askeri teşkilatlanmalarda Hunlardan örnek aldılar. Hun saldırılarına karşı Çin Seddin’i yaptılar.

Arkeolojik Bulgular: 1927 de Pekin’in 50 km Güneybatı’sında bir Mağara’da bulunan iskeletleri Antropologlar Homo erectus pekinensis olarak adlandırdılar.

Araştırıcılar bu Dabbe ile ilgili 350 Milyon yıllık bir geçmiş öngörüyorlar.

Çin Uygarlığı’nın Huang Irmağı çevresinde başladığı sanılıyor. Hunan, Shandong ve Shanxi bölgelerinde yapılan kazılarda yerleşim yerlerine ulaşıldı.

Huang Irmağı’nın büyük dönemecinin çevrelediği Bozkır’ın Güney Eşiği’ndeki Üst Paleolitik Sitler’de bulunan küçük Taş Aletler, Üst Pleyistosen Dönem’e (2, 5 Milyon Yıldan- 10.000 yıl öncesine) ait topluluk izlerine rastlandı.

Asıl Çin’de Jiangxi’nin güneyindeki Bazı kalıntılar dışında Mezolitik Çağ’ı yansıtan bir kültüre rastlanmadı.

Kuzey sınırındaki Moğolistan ve Mançurya’da Hayvancılık ve İlkel Çiftçilik’le uğraşan bir Mikrolit Kültür’ün izlerine rastlandı.

Chengde Bölgesi’ndeki sitlerde bulunan Kaba Çakıl Aletler ve Bıçaklar Yerleik Tarım’a dayalı İlkel Neolitik Kültürün belirtilerini taşır.

Bu kültürün izlerine Boyalı Çömlek ve Cilalı Taş Aletler’e dayalı yeni bir Geç Neolitik Kültür’ün görüldüğü Gansu ile Liaodong Körfezi arasondaki Sitler’de rastlanması, Güney’e doğru bir yayılmanın Eski Mikrolit Kültürleri değişime uğrattığını düşündürür araştırıcıları.

1921 de Huang Irmağı’nın Aşağı Çığırı yakınlarındaki Yangshao’da Avcılık, Hayvan Besiciliği ve Çiftçiliği’nin yanı sıra Dokumacılıkla’da uğraştığı anlaşılan sayısız Büyük Köyler ortaya çıktı.

M.Ö. 4500 yıllarında Çin Toprakları’nda Mongoloid tipte ve Neolitik Uygarlık’ta yaşayan bir halk vardı. Bu halkın Tibet, Türk ve Tai karışımı olduğu sanılmaktadır.

Büyük Dün: Çin Düşüncesi, ‘Klasik İlkçağ Felsefesi’ kapsamı içinde inceleniyor. Yeni belgeler Çin Uygarlığı’nın sanıldığı kadar eski olmadığını, MÖ.1000 yıllarında başladığını gösterdi.

M.Ö. 2500’lere tarihlenen yaşayışta bulunan Seramikler Hunan ve Gansu’da yüksek düzeyde bir Uygarlığın gelişmeye başaldığı gösteriyor. Daha sonraki araştırmalar bu Uygarlığın Güney’e de yayıldığını ve Çin’in Batı Asya ve Hindistan’da olduğu gibi boyalı Seramikler’den Cilalı Siyah Seramikler’e geçtiğini göstermiştir.

Longshan’da elde edilen çeşitli eşyalar bu kültür ile bilinen ilk Çin Hanedanı Shanglar’ın ulaştığı Tunç Çağı arasında bir süreklilik olduğuna ilişkin ip uçları verir.

M.Ö. 2000 yıllarına doğru bu halkın iki ayrı kültür düzeyinde gelişmeye başladığı ve bu kültürlerden birine Yang-Shao, öbürüne Long-Shan denildiği biliniyor.

M.Ö. 1450 yılında Shang Devleti kuruldu.

1950 lerde yapılan çeşitli araştırmalar Eski tarihlerde Güney Çin’in Kuzey Çin’i geriden izlediğini ortaya koydu.

Aşağı Yangtze çevresinde elde edilen bulgular, bu bölgelerin Batı Zhou Hanedanı döneminde (MÖ 1111-771) bile Kalkolitik Çağ’ın ilerisine gidemediğini gösteriyor.