Girit Uygarlığı

0
179

Girit uygarlığı; Girit’te ege medeniyetlerinin temelinin atılmasıyla var olmuştur (M.Ö 2000). Girit; Anadolu, Yunanistan, Mısır ve Kuzey Afrika arasında bir bağlantı konumunda olduğu için, bu bölgelerle arasında kültür etkileşimi olmuştur. M.Ö. 2.000’de şehir devletler kuruldu.

İlk olarak Knossos olmak üzere çok sayıda anıtsal saraylar yapıldı. Sonradan tek bir krallık haline geldiler.  Akalar, Girit’e 300 sene hakim olmuşlar, M.Ö. 1200’lerde Yunanistan’ı istila eden Dorlar Girit’i de ele geçirmişlerdir. Coğrafi konumları gereği deniz ticaretine önem vermişler Yunanistan, Mısır ve Orta Doğu ülkeleriyle ticaret yapmışlardır.

Başka ülkelere seramik vazolar, kumaş, bronz eşya, kuyumculuk eşyaları ile silah satmışlardır. Giritliler çok tanrılı inanca sahip olup, ölülerini sevdikleri eşyalarla birlikte gömerlerdi. Girit inanışında Rea adında bir ana tanrıça öne çıkmaktadır. Giritliler Çivi Yazısına benzer bir yazı kullanmışlardır.

Avrupa’nın ilk büyük uygarlığı olan Girit, M.Ö. XIV yüzyılın başlarında, birdenbire yok olmuştur. Bundan önce, Akdeniz’in en güzel yerlerinden olan Girit adasına, Milattan 2000 yıl önce, Asya ve Yunanistan’dan gelen insanlar yerleşmişler, muhteşem saraylar inşa etmişlerdir; ancak sonunda büyük bir felaket olmuş, Girit’in kuzeyindeki Kyklades takım adalarından biri olan Thera adasındaki yanardağ patlamış, bu korkunç patlamayı Girit saraylarını yerle bir eden çok şiddetli bir deprem izlemiştir.

Yanardağın külleri Girit semalarına kadar bütün göğü karanlığa boğup, yıkılan sarayların üstüne çökerken, aynı anda görülmedik bir deniz kabarması da Knosos’un limanı Amnisos’u sulara gömmüştür. Girit saraylarının yıkılışı gerçekten çok ürpertici bir şekilde gerçekleşmiş; dev bir dalga bütün kıyı kentlerini bir anda sulara gömmüştür.

Pek çok yönden dönemin en önemli uygarlıklarından biri olan Girit ahalisi kendilerini bekleyen bu sonu tahmin bile edememişlerdir.

Art arda meydana gelen felaketler, o muhteşem yapıları tamamen yok etmiş, insanların neredeyse tümünün helak olmasına neden olmuştur. Geride ne kendi zenginlikleri ile övünen insanlar, ne övündükleri zenginlikler, ne de hiç bitmeyeceklerini sandıkları hayat kalmıştır.

Geriye kalan sadece yıkık dökük bir şehir ve artık var olmayan bir medeniyettir.