Kolon Kanseri

0
180

Kolon diye adlandırdığımız kalın bağırsak, yaklaşık 2 metre uzunluğunda sindirim sisteminin ince bağırsaktan sonra gelen kısmıdır. Özellikle batılı ülkelerde sık karşılaşılan kolon kanseri oldukçe büyük bir öneme sahiptir. Erkekte ve kadında eşit oranda görülen kolon kanseri, bütün kanserler içinde görülme sıklığı bakımından 3. sırada yer alır. Kolon kanserinin nedeni kesin olarak bilinmemektedir, fakat oluşumunda etkili olan çevresel ve genetik nedenler vardır. Kalıtsal nedenler bu konuda büyük öneme sahiptir. Ailesinde kolon kanseri olan kişilerde kansere yakalanma ihtimali normalden daha yüksektir. Ayrıca daha önceden meme ve yumurtalık kanserini geçirmiş kişilerde ve ailelerinde kolon kanseri olma sıklığı daha fazladır. Gardner sendromu ve Ailesel Polipozis hastalığı kalıtsal hastalıklardır ve sıklıkla kolon kanserine sebep olmaktadır. Bunların dışında ülseratif kolit ve Crohn hastalığı da kolon kanseri ihtimalini arttırır. Beslenme kolon kanserinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle batı tipi diyet kaner ihtimalini arttırır. Kolon kanserinin oluşmasında hayvansal yağların tüketiminin etkili olduğu araştırmalar sonucunda saptanmıştır. Ayrıca bazı kimyasal maddeler kanser nedenleri arasındadır. Sanayi işçilerinde ve bazı fabrikalarda çalışanlarda kolon kanseri görülmesi kimyasal maddelerin etkisini ortaya koymaktadır

Belirtileri:

Kalın bağırsak kanseri belirtileri ilerleyicidir ve birbirini izleyen üç evre gözlenir. Bu evreler daralma öncesi evre, daralma evresi ve tıkanma evresi olarak adlandırılabilir. Bunların en önemlisi ilk evredir. Bu aşamada kanser henüz bağırsak kanalını daraltacak büyüklüğe ulaşamamıştır, yani daha gelişiminin başlangıç evresindedir. Başlangıç döneminde hastalar tam olarak tanımlayamadıkları çeşitli yakınmalar belirtir. Kanserin geliştiği yere uyan karnın belirli bir bölgesinde geçici dolgunluk duyusu ve çekilme tanımlarlar. Bu yakınma gerçek bir ağrı değildir. Daha sonra pek açıklanmayan iştah azalması, hafif kilo yitimi ve çabuk yorulma görülür. Bazen birkaç gün süren ve geldiği gibi birden kesilen ishal de görülebilir. Bazen de ishal yerine dışkıyı yumuşatıcı ilâçlara (müshiller) karşın geçmeyen kabızlık vardır. Bu başlangıç belirtileri göz ardı edilmemelidir. Gerçekte belirtilerin hiçbiri kalın bağırsak kanserine özgü olmasa da, bağırsakta bir takım olağan dışı olayları düşündüren biri bile hastayı kuşkulandırmalı ve sorununu açığa çıkarmak için radyolojik inceleme yaptırmalıdır. İnceleme sonucu olumluysa, hasta kafasındaki sorunu çözerek rahatlayacaktır. Ama kanser tipinde organik bir lezyon bulunursa hiç zaman yitirmeden cerrahi tedaviye başlanmalıdır. Erken yakalanan tümörün cerrahi girişim ile bütünüyle alınma olasılığı vardır ve hasta tam olarak iyileşebileceğini ümit edebilir. Zaman yitirdikçe daralma öncesi evreden, daralma evresine girilir. Bu evrede kanser daha da büyüyerek bağırsak kanalını daraltır. Böylece daralmanın olduğu yerde dışkı geçişi zorlaşır, daralma yerinin önünde bağırsak içeriği birikir ve kokuşma başlar. Örselenen bağırsak bölümünde salgı ve özellikle kasılmaların artmasıyla biriken bağırsak içeriği, kanser kitlesinin oluşturduğu engelin ötesine doğru geçmeye zorlanır. Klinik olarak bu olaylar bağırsak kasılmalarına bağlı ağrı nöbetleri, dönüşümlü ishal ve kabızlık dönemleriyle ortaya çıkar. Özellikle bu belirtilerin zamanlaması çok önemlidir. Önce kabızlık dönemi, ardından da ağrı nöbetleri görülür. Bağırsak kasılmaları sonucunda engel aşılıp dışkı çıkarılabilir. Kalın bağırsak kanseri düşünülerek tanıya ulaşmanın oldukça kolay olduğu bu dönemde bile radyolojik inceleme gerekir ve kuşkulu bir kütle saptandığında cerrahi tedaviye geçilmesi gerekir. Kökten ve çözümleyici bir girişim olasılığı bu dönemde hala çok güçlüdür. Zaman geçtikçe hastanın genel durumu bozulur; kilo yitimi ve halsizlik artar, iştah azalır. Hasta bütün çabalarına karşın yemeklere karşı tiksinti ve bulantı duyar. Giderek artan kansızlık gelişir, yüz rengi mum beyazıdır. Tıkanma evresi bu belirtilerle kesinleşir. Bağırsak içeriği artık ilerleyemez, bağırsak kanalı bütünüyle kapanmıştır. Tıkanmanın bazı özellikleri vardır. Bağırsak kanalı birkaç gün tam olarak kapalı kalır. Bu süre içinde kanser kütlesindeki doku ölümü ve biçim bozuklukları sonucu tıkanma bölgesinde bir bölüm açılarak geçişe olanak sağlar. Ama bu açılıp kapanma olayları 2-3 kez yinelendikten sonra bağırsak bir daha açılmamak üzere kapanır. Hastanın genel durumu hızla bozulur, sıvı yitimi artar ve zehirli maddeler kan dolaşımına geçer. Bazı durumlarda hasta ne yazık ki, ancak bu aşamada hastaneye başvurur. Tıkanma yerini saptamak amacıyla kontrast madde verilmeden yapılan radyolojik karın incelemesinden sonra, hastanın karnı açılarak tümörün çıkartılıp, çıkartılamayacağına karar verilir. Bu evrede radikal girişim olasılığı büyük ölçüde azalmıştır. Kalın bağırsak kanserinin önemli bir belirtisi makattan dışkıyla birlikte kan gelmesidir. Bu durumda hemen endoskopik inceleme yaptırılmalıdır.