İlaçların M.Ö. XVi. yüzyıla dayanan bir geçmişi vardır. Mısır’daki Ebers Papirüslerinden birçok bitkinin tedavi amacıyla kullanıldığı anlaşılmıştır. Günümüzde bu bitki ve maddelerin hepsi çözümlenmiş, hangisinin içinde gerçekten ilaç özelliği olan maddelerin bulunduğu anlaşılmıştır.
Eski Yunanistan’ın en ünlü hekimi Hipokrat “Salgın Hastalıklar”, “Hava, Su, Toprak”, “Baştaki Yaralara Dair”, “Doktorun Görevleri” adlı eserlerinde 400’e yakın ilaç hakkında bilgi vermiştir.Çeşitli ilaç şekillerini anlatmıştır. Günümüzde etkin kısımlarından ilaç yapılan pek çok bitkinin yüzlerce yıl önce tedavi amacıyla kullanıldığı öğrenilmiştir.
M.S. (130-200) yılında yaşamış olan GALENUS CLAUDİUS beşyüze yakın eserinden ancak seksen tanesi bilinmektedir. Galen lerinde 500-600 dolayında bitkinin tedavi amacıyla kullanılmasına bilgi vermiştir. Galen’in tedavi yöntemlerine galenik tedavi, eczacılık sanatı sayesinde bitki ve hayvanlardan doğrudan doğruya yapılan galenik ilaç adı verilmiştir. Galen Roma’da ünlü kişilerin ve Roma İmparatoru Aurelius’un özel hekimliğini yapmıştır. Yaralı gladyatörler yaptığı mesleki denemelerle bilgisini arttırmıştır. Galen’in deneme sonucunda elde ettiği bilgiler tıp ve eczacılık alanına temel olmuştur.
Ortaçağda tıp ve eczacılık.alanında yararlı çalışmalar yapılmıştır. atropa belladona (güzel avratotu) olmak üzere birçok bitki üretilmiş ve tedavi amacıyla kullanılmıştır.
Tarihin en büyük bilginlerinden biri olan İbn-i SİNA (980-1037) gözlemci büyük bir tasnifçi olarak görülür. Hastalıklara ye bin ilişkin yaptığı tasnif modern çağlara kadar esas alınmıştır. Ibn-i Sina Batı ve Doğuda hekimliğe hakim olmuş, “Al-Kaanün Fi’t-Tıbb” nunu) adlı kitabı hekimlik alanında ancak Xl-Xll, yüzyıllarda miştir. Bütün İslam ve Avrupa üniversitelerinde onun bu ünlü kitabı rakipsiz şekilde okutulmuştur.