Penguenler Bir Yürümeye Başlarken, Bir de Durmak İçin Enerji Harcalar. Bu Yüzden Kilometrelerce Yorulmadan Yürüyebilirler…
Penguenler uçamayan, dimdik durabilen, perde ayaklı deniz kuşlarıdır.
Güney Kutbu, Yeni Zellanda, Avustrulya, Güney Amerika, Güney Afrika ve hatta Galapagos kıyılarında yaşarlar. Kuzey Kutbu’nda bulunmazlar. Büyüklük bakımından 30-105 cm arasında değişik 17 kadar türü vardır. En irileri olan İmparator penguen 45 kg ağırlığına ulaşır. Sıcak bölgelere doğru gidildikçe boyları küçülür. Penguenler, denizlerdeki kabuklular, balık ve mürekkep balıkları ile beslenirler. Tüyleri kuş tüylerine hiç benzemez. Sırtları siyah veya gri, karın kısımları beyaz ince pulsu tüylerle örtülüdür. Türler birbirinden, başlarındaki renkli tüyleri ile ayrılır. Kuyrukları kısa ve ayakları vücutlarının gerisinde olduğundan rahatlılıkla dimdik ayakta durabilirler. Denizde, saatte 10 deniz mili hızla yüzebilirler. Hatta gerektiğinde bu hızlarını iki katına çıkarabilirler. Güney Kutbu Balıkçılı, diğer bir ad ile İmparator Penguen 260 metre derinliğe kadar dalıp, suyun altında havasız 20 dakika kalabilen tek kuş türüdür.
Kanatları uzun telek tüylerinden yoksun olup, kıvrılmadığı için uçmaya yaramaz. Buna karşılık yüzerken çok kuvvetli yüzgeç vazifesi görür. Penguenler, buz üzerinde sıçrar ve çok iyi kayarlar. Göğüslerinin üzerinde yatarak yüzgeç kanatlarının yardımıyla kızak gibi kayarak, karada birkaç yüz kilometre içeriye kadar girebilirler.
Penguenler, sadece yürümeye başlarken ve durmak için enerji harcalar. bu yüzden kilometrelerce yorulmadan yürüyebilirler. Yalnız üreme mevesimlerinde yumurtlamak için karaya çıkarlar. Kral Penguen ve İmparator Penguenler hiç yuva yapmazlar. Yumurtaları erkekler ayaklarının üzerinde karnın alt bölümünde deri kıvrımı içinde tutarak sıcaklığını korurlar.
Vücutlarını örten sık tüyler ve deri altlarındaki kalın yağ tabakaları ile Antartika’nın sıfırın altındaki dondurucu soğuklarından korunurlar. Vücutlarını ısılarını ayarlayan otomatik bir mekanizmaya sahiptirler. Gerektiğinde kan damarıyla deriye giden kanı azaltarak, yükselterek ve tüylerini dikleştirerek vücut sıcaklıklarını kontrol ederler.
Bazı türler, kuluçka dönemlerinde dört ay’a yakın bir zaman açlığa dayanırlar. Bu devrede ağırlıkları yarı yarıya düşer.