Salyangozların Uykuları 12 Yıl’ı Bulabilir…
Sarmel kabuklarını sırtlarında taşıyarak ve arkalarında sümüksğ bir iz bırakarak kendilerini belli eden salyangozlar, yumuşakçalar sınıfındaki kara hayvanlarındadır. Tatlı sularda, denizlerde ve bütün çevrede rastlayabilirsiniz; özellikle nemli yerlerde bulunurlar. Yağışın bol olduğu ve havanın tam soğumadığı sonbahar aylarında sürekli görünürler. Vücutlarında bol miktarda su olduğu için soğuk havalarda donarlar. Son sıcak havalarda ise su kaybedrek kuruyabilirler.
Geçtikleri yerlerde iz bırakmalarını sağlayan parlak renkli sümüksü bir sıvı üretirler. Kabuklarıyla gövdelerinin arasındaki kurumuş sümüksü sıvı, vücutlarında nemi kaybetmemelerini sağlar. Kışın toprak altına ya da ağaç kavuklarına girerek etkinliklerini azaltırlar. Yazın çok sıcak olduğunda da benzer şekilde davranırlar. Kimi zaman 12 yıl boyunca uyuyabilmeleri en şaşırtıcı özelliklerinden biridir. Bir başka ilginç özellikleri de 25 bine yakın dişlerinin olmasıdır.
Hırpalanan kabuklarını onarabilirler. Bütün salyangozlar kabuklarından kalsiyum alırlar. Bu durum kabukların bir çeşit kalsiyum deposu olarak kullanılmasını sağlar.
İnsanlar karada yaşayan salyangozlardan çeşitli amaçlarla, özellikle de beslenmek için yararlanmışlardır. Taş devri’nde yaşayan insanların barınakları yakınındaki çöp yığınlarında salyangoz kabuklarına rastlanmıştır. Romalılar salyangozları kepek, kokulu yeşillikler, un ve şarap tortularının karışımndan oluşmuş özel bir katkıyla besin değerini ve lezztini attırarak yerlerdi. Salyangozlar daha çok cinsel isteği arttırıcı özelliklerine inanıldığı için yenilirdi.
XIX. yüzyıl’ın ilk yarısına kadar akciğer veriminin ve akciğer rahatsızlıklarının tedavilerinde ana madde olarak salyangozlardan yararlanılmıştır.
Çoğunlukla otçul olan salyangozlar, bitkinin taze sürgünlerini yediği için zarara sebep olabilirler. Çiftçiler ürünlerini salyangozlardan korumak için çeşitli yöntemelere başvururlar. Bunlar en ilginci ise bahçeye bakır şeritler asmaktır. bakır şeritlerin, salyangozların salgıladığı sümüksü madde ile etkileşime girerek bir elektrik akımı oluşturduğu ve uzaklaşmalarına neden olduğu düşünülmektedir.